gündelik sıkıntı halleri

4 Mayıs 2009 Pazartesi - - 0 Comments

içinden çıkamadığımız durumlarda bir bilene sorarız ya hani; bilen de bize "zaman" ya da "sabır" der. ben de biliyorum bunları. arka arkaya zırvalanacak tonlarca şeyi biliyorum. benim bildiğimi ve yaşadığımı bilmeyen bir "bilene" sormakta fayda yok. dünya üzerinde böyle bir bilen insan yok zaten. herkesin yaşadıkları farklı değil mi? benzerlikler olabilir lafım yok ama senin tohumun benim toprağımda tutmayabilir.
bir de bu aralar herkes beni rüyasında görmeye başladı. kötü rüyalarmış hem de. alakalı alakasız birçok insan son 5 gün içerisinde "seni rüyamda gördüm, çok kötüydü; iyi misin?" benzeri cümleler kurdu. hayırdır inşallah denirmiş bilenlere göre. hayır, kader, alın yazısı falan pek önemsediğim şeyler değildir. yine de birkaç gün önce fal baktırdım, kahve falı. simsiyahtı fincanın içi, bir sıkıntım varmış. kahveyi yapanın suçu da olabilir, o kadar telveli kahveyi içen herkeste bir sıkıntı olur bence.
gerçekten de içimde bir sıkıntı var evet, inkar etmeme gerek yok. bir de değil hatta; bir sürü sıkıntı var. bunları atlatmak için yaptığım en iyi şey buraya gelip yazmak. sonra da "niye bu kadar çok kendimi anlatıyorum" diyerek bir sıkıntı yaratıyorum, bu da ayrı bir mesele. bu yüzden öyle açık açık anlatmak değil de, öykülere geri dönmek kafamdaki en parlak fikir. yeni yeni öyküler, masallar anlatıcam size.
sabretmekle de, zamana bırakıp beklemekle de işim olmaz benim. çünkü biliyorsunuz ki oyunlarımın yaratıcısı, kendi dünyamın tanrısıyım ben. birazcık deli.
gece geldiğinde masallarımla geri dönücem.
görüşmek üzere.
uyku vaktine kadar mutlu kalın.