hayat

15 Ocak 2009 Perşembe - - 0 Comments

bayrak yarışı resmen. nesilden nesile hep aynı şeyler. bizim bıraktığımız yerde yeni gelenler başlıyor. aynı yerlerden geçtiklerini görüyoruz, aynı tümseklerde takılıyorlar. ses etmiyoruz, daha dikkatli olmayı öğrensinler düşe kalka diye. biliyoruz ki pes etmeyecekler ve bayraklarını bir sonrakine devredecekler.
bazen de bir duvar saati gibi. yavaş yavaş ilerliyor, yirmi dört kez rakamların üzerinde duruyoruz bir gün içerisinde. iki kez aynı şeyi yapıyor, yine başladığımız yere dönüyoruz. akrep mi, yelkovan mı? anlaması pek de güç değil.
bazense bir makinenin dişlisi gibiyiz. bir başka dişli bizi hareket ettirmezse sabitiz. döngü nerde başlıyor, enerji nereden geliyor belli değil.
kulağımıza bir şeyler fısıldanıyor. sonra öbür kulaktan çıkıyor. insanız, ne hissedersek onu düşünüyor ve düşündüğümüzü yapıyoruz. mantığa bu yüzden inanmıyorum, mantıklı gelen her şey sonuç olarak istediğimize çıkıyor.
kurallarla yaşayıp, kuralları çiğneyerek zevk alıyoruz. güzel gelen ne varsa yasaklanmış, elden bir şey gelmez.
peki kim kural koyuyor? tanrı mı? hiç sanmıyorum.
peki kim kendi kurallarını koyuyor? parmak kaldırsın. seviyorum onları.

This entry was posted on 09:42 You can follow any responses to this entry through the RSS 2.0 feed. You can leave a response, or trackback from your own site.

0 yorum: